9 Ocak 2016 Cumartesi

Marmara Denizi'nin Oluşumu ve Âb-ı Hayat (sayfa 24)

           
         Bu efsanede Büyük İskender çok bilinmedik bir dereye gider. Derede güzel mi güzel balıkları görür. Balıkları yakalayıp pişirmek ister ama yakalayamaz. Sonra İskender arkasından birinin sesini duyar. Adam İskender'e balık tutmak ülkeleri feth etmeye benzemez der ve adam elini suya daldırıp balıkları yakalar ve İskender'e verir. İskender hemen ateşi yakar fakat balıklar bir türlü pişmez. İskender ateşi dağlar kadar büyük yapar fakat yinede balıkları pişiremez. İskender balıkları dereye geri atar ve balıkları hiçbir şey olmamış gibi yüzmeye başlar. İskender sinirlenir ve adama bu balıklar büyülüydü. Bunları bana benimle alay etmek için verdin der ve adamın başını keser. Adamın vücudundan sular seller gibi kan akmaya başlar ve bu kanlar suya dönüşür. İskender sulardan kaçmaya başlamış. Arada kalan yerler denize dönüşmüş. Sonra İskender başı kesilen adamdan bir ses duyar: "Ey İskender o balık tutmaya çalıştığın dereden Âb-ı Hayat akardı. Balıklar bu yüzden 
pişmedi." der. İskender geri dönmek ister ama artık arada koca bir Marmara Denizi oluşmuştur. 
       Bu efsanede fazlasıyla olağanüstülükler var. İskender'in yerinde ben olsaydım orada fazla ön yargılı olup adamın başını kesmezdim. İlk önce balıklar neden pişmiyor diye düşünürdüm. Bunların yanı sıra bence bu efsane saçma çünkü İskender zaten bu dereye balık turmak için giriyor yani Âb-ı Hayat suyuna temas ediyor. Geri dönmeye çalışmasının bir anlamı yok. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder